AffetmiyorumAffet Olivier Messiaen’in Kayıt Cihazı!
Bölüm2
Karlı ovaya ve aşağıdaki şehre bakmayı bıraktım, Olivier Messiaen Alp dağlarında uzun süre canlı kuş eylemcisi olarak eğitim almıştı ve şehre inmeyi düşünüyordu, ona bunun imkansızlığını anlatmaya çalıştım ama dinlemedi, “O halde paltona iyi sarın, sakın kimse canlı kuş eylemcisi olduğunu anlamasın,” dedim, “Önce sıcak bir şeyler içmeliyiz…” sonra aşağıdaki yamacın sonundaki karlı yola doğru inmek için geriye döndüm, sık ağaçların aşağısından koşar adım inmeye başladık, sonra şehre inmeden otobana yakın bir yamacın kenarında bir kafe buldum ve dışarıdaki masalardan birine kendimi bırakarak, Olivier görevliye eliyle işaret yaparken Catalogue d’oiseaux – Kuşlar Kataloğu’ndan birinci bölüm olan Le Chocard des Alpes’i dinlemeye başladım, girişi şöyle bir şey:
Şurada da Olivier’in Paris on altıncı noteri önünde ( mandıranın hemen karşısındaki ) düzenlediği bir canlı kuş eyleminin Fransa istihbaratından aldığım bir ses ve görüntü kaydı var:
Pedal basılıyken f tempoda ikili ötüşler eşliğinde altı notalık bir iniş cümlesi ile başlıyor Chocard des Alpes. Önce piyanonun içerisine bir kuş atıldığını düşünüyorum, çıkmak için piyanonun içerisinde kanat çırpıyor, sesi tizleri epey metalik, yer yer donuk ama epey dolgun orta basları olan bir tını bırakıyor, ilk cümle hücresini dinlediğim sırada paltosuna sarınan Messiaen şöyle diyor:

AffetmiyorumAffetOlivierMessiaen! İlk altılı hücre
Olivier’i bir an önce şu Kuş Büro’ya teslim etmeliyim yoksa yanlışlıkla suçsuz insanların yanında şu kuşları öttürüp insanlara, binalara, çocuklara ağır zararlar verecek, gelen istihbarata göre Olivier uzun süre Alp dağlarında canlı kuş eylemcisi eğitimi almıştı…
AffetmiyorumAffet Le Chocard des Alpes!
Hatırlıyorum geçen haftayı…
Gece yağmur ve kar yağmış, söylediğine göre, aşağıya indi, kaldırımda yere düşen yapraklar boyunca serinlemeye başladı sessizliği, acıdan nefret etti, toplum görünümlerinden de öyle. Köşedeki yeni açılan yerden bir kahve aldı; yarısını içti, yarısını içmemişti. Bedende yaşar, yaşatamayacağı tek şey bedenler ( Bu yere düşen bir konserve kutusunun üzerinde yazıyordu… )
İnsan görünümleri toplum görünümünde yaşar, bir göremediği varsa o da hepsinin birbirini görmemek zorunda olduğu. Çünkü göz kırpma icat edildi çocuğum, o arada oluyor işte o ışığın karanlığı: hadi al mavi hırkanı yanına. Tramvayın geçmesini bekledi, ışığa baktı…
Olivier tramvaydan inince onun yanına yaklaşacak ve aynı şubeden olduğumuzu ona söyleyerek içindeki bu canlı kuşu patlatmasına engel olacaktım bir biçimde. Bunu söylediğim zaman masaya dirseklerini yaslayan Messiaen şöyle dedi :

AffetmiyorumAffetOlivierMessiaen!Kuşun kabloları paltosunun sol kolundan çıkıyordu
Bunu duyunca, “O kadar kuş kaydı yapıp durma, arızalanacaksın, dedim ama sana, şu paltonun kenarından kuşun kablosu görünüyor, hayır sol kolundan,” dedim, ” Bu çıkışının da bir faydası olmaz şu an, bir an önce içindeki bu kuştan kurtulmalısın.” Bunu duyunca başını iki yana sallayarak şöyle dedi ısrarla:

AffetmiyorumAffetOlivierMessiaen! Yine masanın pedalına basmaya çalışıyordu
Adamın bu pedallanan tıngırdamasına aldırmadım, önceki müşteriden kalan boş kahve fincanını elimle tutarak: “Kahve fincanına vurup durma kıracaksın şimdi,” dedim, “Ziraat Fakültesi’ni bitirip iyi bir devlet memuriyeti almış olsan şimdi bunun hesabını yapmazdın, bir canlı kuş eylemciliğin eksik…” dediklerimi duyunca biraz canı sıkıldı, masaya gelen görevliye dönerek şöyle dedi:

AffetmiyorumAffetOlivierMessiaen! La bemol gıcırtı
Garson kız Olivier’in bu la bemol gıcırtılı sürekli fa anahtarı sol anahtarı arasında dolaşan kararsızlığından hiçbir şey anlamadı, öylece yüzümüze bakmaya başladı, bunu görünce garson kıza bakarak:
“Affedersiniz, arada bir böyle konuşur, ne istediğini kendide bilmez, ondes martenot çalarken de böyle yapar, burada ondes martenot olsa iyi olur aslında, müşterilerinize dinletirsiniz, elimizde ikinci el bir tane var, Olivier’i ülkesine göndermeliyim, patronlarınız düşünürse size uygun fiyata satabiliriz…”
“Geçen hafta bir kemanla gitarcı vardı, burada çaldılar, arada onlara eşlik etmiştim, neden olmasın, yalnız nedir bu merdonot?”
“Ondes martenot, size bir fotoğrafını göstereyim hemen…”
Olivier’e bakarak:
“Şu senin cihaza müşteri bulacağız galiba, fotoğrafını verir misin, işte cihaz şöyle bir şey:”

AffetmiyorumAffetOlivierMessiaen!-ondes martenot
Şurada da Olivier’in Fransa’da Çalışma Bakanlığı’nda eylem yaparken gözaltına alınmadan önce yaptığı bir eylemin görüntü ve ses kaydı var:
Garson kız fotoğraflar bakıp sesi dinledikten sonra:
“Bunu burada çalacak kimseyi bulmak zor olur, ama tanıdığım bir antikacı var, isterseniz numarasını vereyim, uygun fiyata alır bunu…”
“Peki bunu düşünelim o halde, siz bize iki soğuk sandviç biraz da kuş yemi getirir misiniz?”
Garson kız sandviçler dışında ne getirmesi gerektiğini anlamamış olacak ki:
“Kuş yemi mi, kuş yemi yok maalesef…”
Bunu duyunca Olivier’e bakıp:
“Kuş yemi satmıyorlarmış dostum,” dedim aceleci bir ses tonuyla, “Sandviç yetmez mi?”
Olivier canı sıkılmış bir tavırla bakarak:

AffetmiyorumAffetOlivierMessiaen! Pedal üzerinde oktav
“Şu masaya dizinle vurup durma dostum, pedal mı sandın masayı,” dedim şaşkın bakışlarla bakan garson kıza elimle hafifçe bir işaret yaparak, “Şu kimsenin olmadığı bu yamaçta bu kadar tize çıkmanın alemi ne, kıs şu oktavı biraz, bak içerideki müşteriler bu tarafa bakmaya başladı,”
Olivier tizlenmesini biraz kesmiş olsa da hala piyanonun pedalına basıyormuşçasına masaya diziyle vurmasını sürdürürken:

AffetmiyorumAffetOlivierMessiaen! Fa anahtarında tıngırdama
“İşte söz dinle biraz, in şöyle fa anahtarına kadar da sakin sakin konuşalım…” Sonra garson kıza doğru dönerek:
“Siz bize iki soğuk sandviç getirin, bu yeterli…” dedim sakin bir ses tonuyla.
“Peki birazdan getiriyorum…”
Sonra Olivier’e dönerek:
“Senin canlı kuş eylemcisi olduğunu anladı, gizle dedim sana o kadar şu kuş kablolarını, bir an önce buradan uzaklaşmalıyız, yoksa birazdan yakalanacaksın…”
Olivier korkuyla karışık epey şaşkın gözlerle bakarak:

AffetmiyorumAffetOlivierMessiaen! Mi natural
“Uzatma artık Olivier, bu mi natural’in ne yeri ne de zamanı artık, bu tize çıkmalarında bir işe yaramaz, garson kız içeriye girmişken bir an önce çıkalım şu bahçeden, hesabı masaya bırakıyorum, senden alırım ona göre, haydi topla şu çantanı, şu bahçe duvarından geçelim…”
Çantamızı toplarken Olivier’in çantasında bir şey dikkatimi çekti, bir canlı kuş eyleminin afişi olan şöyle bir şeydi bu:
Olivier çantasındaki bu afişi görmüş olabilir miyim diye tam başını kaldırıyordu ki hemen başımı çevirdim, kafenin girişine baktım, sonra tekrar ona döndüm. Çantasındaki bu kataloğu görmediğimi düşünmüştü. Ona doğru dikkatle bakarak:
“Haydi bir an önce şu duvarı geçelim…”
Olivier çantasını toplarken durumun ciddiyetini anlamış olacak, aceleci bir ses tonuyla:

AffetmiyorumAffetOlivierMessiaen! Fa anahtarında uğuldayan yağmur ve tukan kuşları
“Olur da daha alçak konuş dostum, şu kapıdaki duyacak şimdi…”
Sonra o bahçeli kafeden çıktık, Olivier içindeki canlı kuşu gizlemek için iyice paltosuna sarındı ve sokakların karanlık köşelerini takip etmeye çalışarak Merkez Kuş Ses Kayıt Cihazı Bürosu’na doğru yürümeyi sürdürdük.
Hey! Quick question that’s entirely off topic. Do you know how
to make your site mobile friendly? My weblog
looks weird when browsing from my iphone 4. I’m trying to find a theme
or plugin that might be able to fix this issue. If you have any suggestions, please share.
Many thanks!